Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

TÂLÛT


Elmalılınon HDKDde Talut 2/247[]

2/250[]

bä�î¤ Ü� Ç� Τ Š¡Ï¤ a� b¬ä�2£ �‰� aìÛ¢bÓ� ê© …¡ ìä¢u¢ ë� p� ìÛ¢bv� Û¡ aë‹¢Š� 2� b࣠� Û� ë� ›RUP å� 튩 Ï¡bØ� Û¤ a â¡ ì¤ Ô�Û¤ a óÜ� Ç� bã�Š¤ –¢ ã¤aë� bä�ß�a†� Ó¤a� o¤ j£¡q� ë� aŠ¦j¤ •� ›RUQ 6 Ü£Ûa æ¡ ‡¤ b¡2¡ á¤ ç¢ ìߢŒ� è� Ï� ¨ Ü£Ûa é¢îm¨ a¨ ë� p� ìÛ¢bu� …¢ ë¢ @a…� 3� n�Ó� ë� é¡ = ¨ Ù� ܤ ࢠۤ a é¢ Ü£ Ç� ë� ò� à� ؤ z¡ Û¤ aë� � ࣠ߡ é¢à� � õ¢b¬’� í� b 6 Ü£Ûa É¢ Ϥ…� ü� ì¤ Û� ë� ¨ ä£Ûa é¡ � á¤ è¢ š� Ȥ2� � b å£ Ø¡ Û¨ ë� ¢ ‰¤ ü�¤ a p¡ †� � 1�Û� œ§ Ȥ j�2¡ � Ü£Ûa ¨ å� îà© Û� bÈ�Û¤ a óÜ� Ç� 3§ š¤ Ï� 뇢 é� å� à¡ Û� Ù� 㣠�a¡ ë� Õ£ 6 ¡ z� Û¤ b2¡ Ù� î¤ Ü� Ç� bç� ìÜ¢n¤ã� é¡Ü£ ¨ Ûa p¢ bí�a¨ Ù� ܤm¡ ›RUR ›å� îÜ© � Š¤ ࢠۤ a Meali �erifi Baksan â Beni �srailin Musadan sonra yüze gelenlerine hani bir Peygamberlerine "bize bir melik gönder Allah yolunda muharebe edelim" dediler, nasıl dedi, üzerinize farz kılınırsa muharebe etmeyi verir misiniz? biz, dediler, neye muharebe etmiyelim? yurdlarımızdan çıkarıldık evlâdlarımız- Sh:»826

ve hikmet verdi ve daha diledi�inden ona ta'lim de buyurdu, Allahın insanları birbiriyle defetmesi olmasa idi Arz, mutlak fesad bulmu� gitmi�ti ve lâkin Allahın zevil'ukul âlemlerine bir fazlı var 251 ��te bunlar Allahın âyetleri, onları sana bihakkın tilâvet ediyoruz, muhakkak ki sen o gönderilen Resullerdensin 252 Sh:»827

KIRAET: « áncÇ » Nafi', «sin»in kesrile, bakilere fethile « òÏŠË » Nafi', �bni Kesir, Ebu Amr, Ebu Ca'fer gayının fethile, mütebakisi zammile. « éÜ£Ûa ÉÏ… » Nafi', Ebu Ca'fer, Ya'kub « éÜ£Ûa ÊbÏ… » « 5ª ß » kavm, raht gibi müfredi olmıyan bir ismi cemi'dir ki toplandıkları zaman göz veya yer dolduran bir cemaat veya cemiyet mefhumile e�rafı nasa, ya'ni ileri gelen ve sahibi re'y olan vücuh ve erbabı hall-ü akd hey'etine ıtlak edilir. �bni Atıyye demi�tir ki « 5ª ß » kelimesinin aslı vaz'ı cemii kavmdır, e�rafa « 5ª ß » denilmesi te�bihendir. �lah.... Ya'ni e�rafa bütün kavmi temsil edebilmeleri haysiyetinden onlar gibi «  5ª ß » ıtlak olunur. Onun için âtide görece�iz ki sözler eshabı re'ye muzaf olmakla beraber mes'uliyet

ve hikmet verdi ve daha diledi�inden ona ta'lim de buyurdu, Allahın insanları birbiriyle defetmesi olmasa idi Arz, mutlak fesad bulmu� gitmi�ti ve lâkin Allahın zevil'ukul âlemlerine bir fazlı var 251 ��te bunlar Allahın âyetleri, onları sana bihakkın tilâvet ediyoruz, muhakkak ki sen o gönderilen Resullerdensin 252 Sh:»827 KIRAET: « áncÇ » Nafi', «sin»in kesrile, bakilere fethile « òÏŠË » Nafi', �bni Kesir, Ebu Amr, Ebu Ca'fer gayının fethile, mütebakisi zammile. « éÜ£Ûa ÉÏ… » Nafi', Ebu Ca'fer, Ya'kub « éÜ£Ûa ÊbÏ… » « 5ª ß » kavm, raht gibi müfredi olmıyan bir ismi cemi'dir ki toplandıkları zaman göz veya yer dolduran bir cemaat veya cemiyet mefhumile e�rafı nasa, ya'ni ileri gelen ve sahibi re'y olan vücuh ve erbabı hall-ü akd hey'etine ıtlak edilir. �bni Atıyye demi�tir ki « 5ª ß » kelimesinin aslı vaz'ı cemii kavmdır, e�rafa « 5ª ß » denilmesi te�bihendir. �lah.... Ya'ni e�rafa bütün kavmi temsil edebilmeleri haysiyetinden onlar gibi «  5ª ß » ıtlak olunur. Onun için âtide görece�iz ki sözler eshabı re'ye muzaf olmakla beraber mes'uliyet

umuma müteveccihtir. Hasılı « 5ª ß » iki noktai nazarla cumhurı kavm demektir. Ferrâ beyan eder ki bütün Kur'anda « Š1ã PâìÓ PÁç‰ P5ª ß » rical demektir, içlerinde kadın yoktur. Ey sahibi nazar 246. ›Š� m� ᤠÛ� a� görmedin mi baksanâ ›ó< ¨ ìߢ †¡ Ȥ2� å¤ ß¡ 3� cö© a¬Š� ¤ a¡ ó¬ä© 2� å¤ ß¡ 5¡� à� Û¤ a óÛ� a¡ Musadan sonra Beni �srailden o cumhur cemaata ›á¢ è¢ Û� ó£ § j¡ä�Û¡ aìÛ¢bÓ� ‡¤ a¡ bir vakıt bunlar bir Peygamberlerine ›é¡ 6Ü£ ¨ Ûa 3¡ îj© � óÏ© 3¤ m¡bÔ�㢠bئ Ü¡ß� bä�Û� s¤ È�2¤a bize kumanda edecek bir emîr, sevket fisebilillâh muharebe edelim dediler ›4� bÓ� o Peygamber ›a6ìÜ¢m¡bÔ�m¢ü£ � a� 4¢ bn�Ô¡Û¤ a ᢠآ î¤Ü� Ç� k� n¡×¢ æ¤ a¡ ᤠn¢î¤ ,� Ç� 3¤ ç�  size Sh:»828 muharebe farz kılınırsa yapmamak etmiyesiniz? dedi, damarlarına basdı, hakikati gördü tesbit etmek istedi. Cevaben ›aìÛ¢bÓ� bütün cemaat ›é¡Ü£ ¨ Ûa 3¡ îj© � óÏ© 3� m¡bÔ�㢠ü£ � a� b¬ä�Û� bß� ë�  biz neye fisebilillâh muharebe etmiyelim? ›b6ä�ö¡b¬ä�2¤a� ë� bã�‰¡ bí�…¡ å¤ ß¡ bä�u¤ Š¡ ¤ a¢ †¤ Ó� ë� 

halbuki yurtlarımızdan çıkarıldık ve evlâdlarımızdan olduk dediler.» Hissi sâr ve Allahdan ümidi zaferle esbabı harbin bali�an mabela� mevcud oldu�unu söylediler. Bu sırada Mısır ile Filestın arasında sakin bulunan Amalikanın ba�ında �mlık evlâdından Calut namında bir cebbar hükümdar bulunuyormu�, bunlar Beni �sraile galebe etmi�ler, vatanlarının bir ço�unu zapt ile evlâdlarını, hattâ mülûk zadelerinden dört yüz kırk ki�iyi esir edib götürmü�ler, kalanlara vergiler tarhetmi�ler ve Tevratlarını bile almı�lar. Bu sırada Beni �srailin bir Peygamberleri yokmu�, nihayet Allaha yalvarmı�lar, Allah tealâ bunlara sülâlei nübüvvetten kalma tek bir kadından bir çocuk vermi� ve buna nübüvvet ihsan eylemi�, bu sayede ümidlenmi�ler, bir taraftan onun nübüvvetini imtiham, bir taraftan da ümidi zaferle harbetmek arzusuna dü�mü�ler, bu saika ile ondan bu talebde bulunmu�lar ve böyle söz vermi�ler. �mamı Ku�eyrî bu noktada demi� ki fakat hüsni niyyetlerine mal ve evlâd endi�esini karı�tırarak hareket etmi� ve sırf fisebilillâh ıhlâsı tam ile emri ilâhîye amâde durmayıb ızharı tecellüdle tahyici harbe kıyam eylemi� bulunduklarından maksadları tamam olmamı� ve alel'ekser rahata alı�mı� kimselerin mu'tadı oldu�u üzere iptida hissi intikam ile celâdet göstermi�ler ve sonra i� sıkıya gelince fi'illeri kavillerine uymamı�. Filvaki ›4¢ bn�Ô¡Û¤ a á¢ è¡ î¤ Ü� Ç� k� n¡×¢ b࣠� Ü�Ï� vaktaki muharebe yazıldı. -Emir verilib i� kesbi kat'iyet etti ›aì¤ Û£ � ì� m� geri döndüler.- Fi'illeri kavillerine uymadı, sözlerinde

durmadılar, Sh:»829 emre riayet etmediler. Harb meydanına gelirken yüz çeviriverdiler ›á¤ 6 è¢ ä¤ß¡ 5¦îÜ© Ó� ü£ � a¡ ancak içlerinden birazı müstesna bir makam kazandılar. -ki yakında görülece�i üzere bunlar bir avuç su ile iktifa edenlerdi, azlıklarına bakmadılar sebat ettiler ve muzaffer oldular. Bir hadîsi �erife nazaran bu akalliyet eshabı «Bedr» in adedince idi ki üç yüz on üç ki�i imi�ler demek olur. Sözlerinde duran ve muvaffak olan bu akalliyyetten maadası bidayeten harbi tehyic ettiler de meydanı harbde bunları yalnız bırakıb çekiliverdiler ›å� îà© Û¡bÄ£ � Ûb2¡ ᥠîÜ© Ç� é¢Ü£ ¨ Ûaë�  Allah da böyle zalimleri bilir. Binaenaleyh onlara yapaca�ını da bilir.- Bu cümlei tezyiliye sözlerinde durmıyan ve alelhusus harbe talib olub da bilahare dönenler hakkında büyük bir inzarı muhtevidir. Burada «  Ä£ Ûa ô†¡ è¤ Ç� 4¢ bä�í�ü� � å� îà© Û¡b » kavli ilâhîsini hatırlamak lâzım gelir. Harbin nasıl kesbi kat'iyet etti�ine gelince:

Onlar öyle söylediler 247. ›á¤ è¢ î£ ¢j¡ã� á¤ è¢ Û� 4� bÓ� ë�  o Peygamberleri de onlara ›bئ 6 Ü¡ß� p� ìÛ¢bŸ� ᤠآ Û� s� È�2� †¤ Ó� é�Ü£ ¨ Ûa æ£ � a¡ Allah size Talutu emîr gönderdi dedi. Buna kar�ı ›aìÛ¢ ¬bÓ� o cemaat ›bä�î¤Ü� Ç� Ù¢ ܤ ࢠۤ a é¢Û� æ¢ ìØ¢ í� ó㣠¨ a� o bize kar�ı nerden melik olacak? Yahud bizim üzerimize onun melik olması nasıl olur? ›é¢ä¤ß¡ Ù¡ ܤ ࢠۤ b2¡ Õ£ ¢ y� a� å¢ z¤ ã� ë�  halbuki biz melikli�e ondan elyakız, melik olmak ondan ziyade bizim hakkımız ›4¡ 6 bà� Û¤ a å� ß¡ ò¦È� � p� ìª ¤ í¢ á¤ Û� ë�  ona bir se'ai maliye de bah�edilmi� de�il diye i'tiraz ettiler. Cevaben ›4� bÓ� o Peygamber dedi ki ›á¤ Ø¢ î¤Ü� Ç� é¢î1¨ À� •¤ a é�Ü£ ¨ Ûa æ£ � a¡ Allah onu ıstıfa ve intıhab ederek üzerinize sureti kat'iyede ta'yin etti ›á¡ 6 ¤ v¡ Û¤ aë� ᡠܤȡۤ a óÏ¡ ò¦À� ¤ 2� ꢅ� a‹� ë�  ve ona ilimde ve cisimde, maddî Sh:»830 ve ma'nevî ziyade bir inki�af ve inbisat verdi.- Maddeten iri, güçlü, kuvvetli, güzel, ma'nen ilmi din ve siyaset, fenni idare ve harbde sizden yüksek yarattı. Bilfi'il hükümdarlık ve kumandanlık için umde olan �eraıt de budur. Yoksa veraset, neseb, �artı aslî de�ildir. Deniliyor ki �branî olan «Talut» ismi Arabca «  4쟠» maddesiyle de alâkadar olarak kudret ve uzunlukta mubalaga ma'nasını mutazammındır.

Binaenaleyh kudreti ilmiye ve cismiyeye bir unvan gibidir. Esasında ucme bir ismi hastan ibaret olsa da Kur'an, Arabî noktai nazardan mefhumuna i�aretle bunu bir düsturı küllî halinde ta'rif-ü tesbit etmi�tir, Talutun ismi Süryanîce Sayil ve �branîce Savil ibni Kays imi�. Demekki Talut, lekabdır. �imdi biz dururken Allah bunu neye böyle yapmı�? mı denecek? ›õ¢ 6b¬’� í� å¤ ß� é¢Ø� ܤ ߢ óm© ìª ¤ í¢ é¢Ü£ ¨ Ûaë�  Allah mülkünü diledi�ine verir. -Malikülmülk o, asıl mülk onundur. Mülke nail olanlar bil'esale de�il ondan binniyabe nail olurlar ›á¥ îÜ© Ç� É¥ ¡ aë� é¢Ü£ ¨ Ûaë�  hem Allah vasi' ve alimdir.- Rahmet-ü ihsanı çok faili muhtardır: Kabzını bastı tâ'kıb eder, fakîri gani kılar, mülksüze mülk verir, verece�ini vermek için de hiç bir kayd-ü �arta tabi de�ildir, cehilden münezzehtir. Mülke lâyık olub olmıyanları, kimlere niçin ve ne kadar muddet verece�ini de bilir. Buna kar�ı biz dururken mülkünü Taluta neye verdi denemez. Ancak habere i'timad edemiyecek kimseler mantıkan bu da'vanın su�rası olan ıstıfa kazıyyesini ne ma'lûm diye menedib delil istiyebilirler. Bunu itmam için: 248. ›á¤ è¢ î£ ¢j¡ã� á¤ è¢ Û� 4� bÓ� ë�  Bir de Peygamberleri onlara dedi ki ›p¢ ì2¢bn£ �Ûa ᢠآ î�m¡b¤í� æ¤ a� é© ¬Ø¡ ܤ ߢ ò�í�a¨ æ£ � a¡ Talutun melik olmâsının alâmeti zahiresi

ve nübüvvetin mu'cizesi size tabutun gelmesidir.- TABUT sandık demektir. Maamafih müracaat demek Sh:»831 olan «tevb» maddesinden mübalâga sıgası olmak hasebiyle dönüb dola�ıb gelinecek, merci'ı kül mealinde bir mefhum da ifade eder. Bu tabuttan murad da Tevrat sandı�ıdır ki Hazreti Musadan sonra Beni �srailin ısyaniyle ellerinden çıkmı�, refolunmu�tu. Lâkin erbabı ahbar demi�ler ki «Allah tealâ, Hazreti Âdeme bir tabut inzal etmi�, içinde evlâdından gelecek Enbiyanın suretleri varmı�. �im�ir a�acından en boy üç iki (3 x 2) kadarmı�. Âdem aleyhisselâmın vefatına kadar nezdinde kalmı�, badehu birer evlâdı tevarüs etmi�ler, nihayet Ya'kub aleyhisselâma intikal etmi�, sonra Beni �srailin elinde kalmı�, Musa aleyhisselâma kadar gelmi�, Hazreti Musa Tevratı buna kor, muharebe etti�i zaman öne geçirir, Beni �srailin gönülleri bununla sükûn bulurdu. Vefatına kadar yanında idi. Badehu Beni �srailde elden ele geçti. Bir hususta muhakeme olacakları zaman buna müracaat ederler, beyinlerinde hâkim olurdu. Muharebeye gittiklerinde önlerinde götürürler ve bununla teberrük ederek dü�manlarına zafer ümid ederlerdi. Melekler bunu askerin ba�ında

tutar, muharebeye giri�irler, sonra Tabuttan bir ses i�ittikleri zaman muzafferiyete yakîn edinirlerdi. Vaktâki Beni �srail ısyana ba�lamı�lar, fesada dü�mü�ler, i�leri çı�ırından çıkmı�, Allah ba�larına Amalikayı musallat etmi�, bunlar galebe etmi�ler, Tabutlarını da almı�lar götürmü�ler, bir pisli�e, bir halâya bırakmı�lar, Cenabı Allah Talutu melik yapmak murad edince Amalikaya bir belâ vermi�, hattâ Tabutun yanında abdest bozanlar basura tutulur olmu�, di�er taraftan beldelerinden be� �ehir de mahvolmu�, kâfirler bu ibtilânın Tabut yüzünden oldu�una kail olmu�lar, onu çıkarmı�lar, iki öküze yükletib koyuvermi�ler, Allah da bunlara dört Melek müvekkel kılmı� sevketmi�ler, Talutun evine getirmi�ler. ��te Beni �srail Talutun mülküne beyyine istedikleri zaman Peygamberleri, onun âyeti mülkü tabutun gelmesi oldu�unu söylemi�» ilah. Demek oluyor ki Beni �srailde Sh:»832 tabut, emanatı mukaddeseden olub Hıristiyanlıktaki Salîb gibi bir mevkı'de tutulurmu�. Netekim Hıristiyanların salîbi kebiri de buna �ebih bir vak'a geçirmi�ti. Tabutun tâ Hazreti Ademden beri gelmesi, içi resimli bir sandık olması, bunun Ebülbe�er olan Hazreti Adem olmasile tevfikı mü�kil ve ayni zamanda bu ahbarı �ayiayı ceffelkalem tekzib de haksız olaca�ından �bni Abbas Hazretlerinden rivayet olundu�u üzere


bunun zayi olmu� «Tevrat sandı�ı» olmasile iktifa etmek ve �u kadar ki bunu Hazreti Musa yaptırmı� olmayıb daha kadim tarihî bir sandık oldu�unu da kabul etmek muvafık olacaktır. Maamafih Ragıbın nakletti�i vechile «Tabut, kalb, ve sekîne ondaki ilimden ibarettir.» de denilmi�. Çünkü kalbe «  P᧠ܤ Ç¡ õ¢bÇ� ë� P᧠ܤ Ç¡ p¢ ì2¢bm� Pò¡ à� ؤ z¡ Û¤ a o¢ î¤ 2� Pᡠܤȡۤ a Á¢ Ô�¤ ß� ᧠ܤ Ç¡ Ö¢ 놢 ä¤ •¢ » tesmiye edilir. ilah... Bu gerçi me�hure ve zahire muhalif görünürse de onun lâzımı olan mühim bir ma'nayı i�arî oldu�u da inkâr edilemez. Buna göre hasılı meal: onun hakikî âyeti mülkü ısyan ve gurur ile zayi' olmu� ve sizi peri�an etmi� olan kalbinizin yerine gelmesi ve hakikate iman ederek sükûnet-ü ıtminane irmenizdir. Beyyinei hakikiye afakî olmaktan ziyade enfüsîdir. Siz fikri fesad ile zayi' olmu� kalbinizi bulub da'vayı bırakarak ona biy'at ettiniz mi mes'ele biter. Aksi halde Allahın ona verdi�i kudret ve verece�i muvaffakıyyet size melikli�ini bil'îcaz teslim ettirir. ��te onun mülküne kat'î delil, i�bu zahirî ve batınî Tabutun gelmesidir. ›é¡îÏ©  o Tabutta veya geli�inde ›æ� 늢 ç¨ 4¢ a¨ ë� ó¨ ìߢ 4¢ a¨ Ú� Š� m� b࣠� ß¡ ò¥î£ �Ô¡2� ë� ᤠآ 2£¡‰� å¤ ß¡ ò¥ä�îØ© �  rabbınızdan bir sekîne, âli Musa ile âli Harunun metrukâtından bir bakıyye vardır.» SEKÎNE; esasen sükûnet gibi sükûndan ve vekar-ü sebat ve emn-ü ıtmınan demektir ki lisanımızda da sekinet denilir. Hafifli�in ve telâ�ın zıddıdır. Bir te tanınan ve


Sh:»833 kendisile sükûn-ü ıtmi'nan hissedilen her hangi bir âyet, bir alâmete sekîne ıtlak edilir. Meselâ bir ordu için sancak bir sekînedir. Burada bunun ne oldu�u hakkında müteaddid rivayetler vardır ki bazıları maddî ve bazıları ma'nevîdir: Bir sureti mahsusa, bir rihyi heffafe, ilâhî bir ruhı mütekellim, Cennetten altın bir tas ki içinde Enbiyanın kalbleri yıkanır, rahmet, elvah mahfazası, bir âyeti ma'rufe. Bunların hasılı ba�lıca �öyle telhıs edilmi�tir. 1- Sekîne, Beni �srailde zebercedden veya yakuttan iki kanatlı ve kedi gibi ba�ı ve kuyru�u bulunan bir suret imi�, bir inilti yaparmı�, inledikçe tabutu alıb dü�mana do�ru giderler, durdukça dururlarmı�. 2- Hazreti Aliden: �nsan yüzüne benzer yüzü var bir riyhi heffafe òÏb1ç |í‰ = Ho� bir nesîm. 3- Sekîne, Hazreti Musa ve Harun ile onlardan sonraki Enbiyai Beni �sraile nazil olmu� kitablardan «Cenabı Allahın Talut ve askerine nusrat ihsan edib dü�manları def'edece�ine dair ba'zı bi�aretler.»

Sh:»833 kendisile sükûn-ü ıtmi'nan hissedilen her hangi bir âyet, bir alâmete sekîne ıtlak edilir. Meselâ bir ordu için sancak bir sekînedir. Burada bunun ne oldu�u hakkında müteaddid rivayetler vardır ki bazıları maddî ve bazıları ma'nevîdir: Bir sureti mahsusa, bir rihyi heffafe, ilâhî bir ruhı mütekellim, Cennetten altın bir tas ki içinde Enbiyanın kalbleri yıkanır, rahmet, elvah mahfazası, bir âyeti ma'rufe. Bunların hasılı ba�lıca �öyle telhıs edilmi�tir. 1- Sekîne, Beni �srailde zebercedden veya yakuttan iki kanatlı ve kedi gibi ba�ı ve kuyru�u bulunan bir suret imi�, bir inilti yaparmı�, inledikçe tabutu alıb dü�mana do�ru giderler, durdukça dururlarmı�. 2- Hazreti Aliden: �nsan yüzüne benzer yüzü var bir riyhi heffafe òÏb1ç |í‰ = Ho� bir nesîm. 3- Sekîne, Hazreti Musa ve Harun ile onlardan sonraki Enbiyai Beni �sraile nazil olmu� kitablardan «Cenabı Allahın Talut ve askerine nusrat ihsan edib dü�manları def'edece�ine dair ba'zı bi�aretler.»


İncele[]

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Vakta ki Tâlût askeriyle (Kudüs-i şerîften cihâd için) ayrıldı. (Nebînin haber vermesiyle yâhut ilhâmla askerlerine) dedi ki: "Şübhesiz, Allah sizi bir ırmakla imtihân edicidir. Kim ki ondan (Kana kana) içerse, benden (teb'amdan) değildir. Kim ki ondan içmezse, o bendendir. Eliyle bir avuç içenler müstesnâ. (Bekara sûresi: 249)

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem Bedr günü Eshâb-ı kirâmına; "Bugün siz Tâlût'un (söz dinleyen) eshâbı (arkadaşları) adedincesiniz. Onlar mü'min idiler" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

İşmoil aleyhisselâm, Allahü teâlânın emriyle Tâlût'u hükümdâr tâyin etmişti. Tâlût, Filistinliler ve Amâlika kavmi ile harb edip, gâlib geldi. Tâlût'un askeri arasında bulunan Dâvûd aleyhisselâm on sekiz yaşında idi. Filistin ordusundaki cesûr ve çok kuvvetli olan Câlût'u öldürdü. İşmoil aleyhisselâm, Tâlût'un yerine Dâvûd aleyhisselâmı hükümdâr yaptı. O sırada Tâlût harbde öldü.



Kırk sene hükûmet sürdü. Yerine Dâvûd aleyhisselâm melik oldu. (Taberî-İbn-ül-Esir)

Advertisement