"Bir karanlık geceydi pek de ayaz... |
Çıktım evden ki yollar ıpıssız. Yolcu bir benmişim meğer yalnız! |
- Şu mahallâtı devre çıkmıştım... Gel beraber, benimle, üç beş adım. |
Geçmedik enharâb bir yapıyı, Yokladık sağlı sollu her kapıyı. |
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: |
- Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... - O halde, neden |
Biraz yemek komuyorsun? - Yemek mi? Çömleği sen, |
Tirid mi zannediyorsun? İçinde sâde su var; Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! |
Tek erkeğin de mi yok? - Hepsi öldü... Kimsem yok. |
Gelip de bir aramak yok mu?
|
- Haklısın, yalnız, Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez;<br\/> Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez. |
sayha |
- Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver... - Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer! Gidip de söyliyeyim hâ?.. |
Ölür de yüz suyu dökmem sizin Halîfenize!.. Ömer vuruldu bu son sözle... Haklısın, teyze! |
adl İlâhî |
girye hüsrân |
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! |
mâtem |
zalûm cehûl |
Muhammed sırtına |
adâleti |
tahayyül ümîd ye's |
meleksin emîr zalûm |
bürûc semâ |
Huzûr Hakk |
cebr |
Ocak |
zefir hâr |
tavr huşû |
muhît nûr hıyat |
Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekliyecek! Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfliyerek |
rûh sürûr ferîh fahûr |
şehr kâmil subh velvele |
adâletini |
1'li tablo[]
thumb|600px|left| |
"Bir karanlık geceydi pek de ayaz... İbni Hattâb'ı görmek üzere biraz, |
Çıktım evden ki yollar ıpıssız. Yolcu bir benmişim meğer yalnız! |
- Şu mahallâtı devre çıkmıştım... Gel beraber, benimle, üç beş adım. |
Geçmedik enharâb bir yapıyı, Yokladık sağlı sollu her kapıyı. |
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: |
- Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... - O halde, neden |
Biraz yemek komuyorsun? - Yemek mi? Çömleği sen, |
Tirid mi zannediyorsun? İçinde sâde su var; Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! |
Tek erkeğin de mi yok? - Hepsi öldü... Kimsem yok. |
Gelip de bir aramak yok mu?
|
- Haklısın, yalnız, Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez;<br\/> Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez. |
sayha |
- Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver... - Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer! Gidip de söyliyeyim hâ?.. |
Ölür de yüz suyu dökmem sizin Halîfenize!.. Ömer vuruldu bu son sözle... Haklısın, teyze! |
adl İlâhî |
girye hüsrân |
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! |
mâtem |
zalûm cehûl |
Muhammed sırtına |
adâleti |
tahayyül ümîd ye's |
meleksin emîr zalûm |
bürûc semâ |
Huzûr Hakk |
cebr |
Ocak |
zefir hâr |
tavr huşû |
muhît nûr hıyat |
Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekliyecek! Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfliyerek |
rûh sürûr ferîh fahûr |
şehr kâmil subh velvele |
adâletini |