Yenişehir Wiki
Advertisement

Belirli Harfitarif: The

Her İngilizce öğrenen Türkün kafasını en çok karıştıran şey the, yani belirli harfitarif, bilindik bir nesneden bahsederken kullanılır. Kafamızı karıştırmasının sebebi tabii ki dilimizde tam olarak karşılığı olmaması. Ama aslında, cümledeki “nesne”de kullanıldığı zaman dilimizde bir karşılığı var, “ismin belirtme hali”. Örneklerle kullanıldığı yerleri ve çevirileri özetlersek:

1 “ismin –i hali” durumu. yani cümledeki nesnenin belirli bir nesne olması:

  • The men eat apples: Adamlar elma yer (Herhangi bir elma)
  • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
  • The men eat the apple: Adamlar elmayı yer. (Belirli bir elma, karşımızdaki hangi elmadan bahsettiğimizin farkında)

(Türkçede bazı fiiller ismin -e halini gerektirdiğinden bu durum orada geçerli değildir "I look at the mirror" ya da "I look at a mirror" ikisi de "aynaya bakarım" şeklinde çevrilebilir. ama nesne tekilse a ya da the'dan birinin kullanılması gerekir)

2 Belirli, daha önceden bahsettiğimiz bir özne olması durumu:

My mother was sick yesterday. I called a doctor. The doctor arrived soon and gave her some medicine. (Burada bir önceki cümlede doktordan bahsettiğimiz için 3. cümledeki “doktor” belirli hale gelir, the kullanmak şarttır.)

3 ..have/has the…” cümleleri En çok kafa karıştıran cümleler bunlar, çünkü “the” girince araya Türkçedeki cümlenin yapısı tamamen değişiyor. Bunu da örnekle açıklamıştım daha önce:

Should we buy some plates for Selcen? (Selcen için tabak alsak mı?)

No, the girl has plates. (Hayır kızın –Selcen’in- tabakları var)

Where are the plates we bought yesterday? (Dün aldığımız tabaklar nerede?)

Selcen has the plates. (Tabaklar Selcen’de. Selcen’in tabakları var yanlış!)

ek: peki ya belirli bir nesnenin birini ait olduğunu söylemek istersek ne kullanacağız? o zaman "possessive pronoun" yani iyelik zamiri kullanmalıyız. yani "the plates are hers" ya da "the plates are Selcen's" ya da "the plates belong to Selcen".


4 the'yı her zaman kullanmamız gereken yerler[]

doğayla ilgili, evrende bir tane olan şeyler. örneğin: the world , the moon, the sky, the sun, the North pole, the universe gibi

yine bir tane olan, özel coğrafi yerler için. örneğin: the Alps, the river Rhine, the Black Sea, the Pacific Ocean

Birleşik devletlerden ve impratorluklardan oluşan ülkeler: the United States of America, the United Kingdom, the United Arabic Emirates, the Ottoman Empire

topluca bir gruptan bahsetmek için: the Turkish (Türkler), the rich (zenginler), the Öztürks (Öztürkler yani Öztürk ailesi)

sıralama sayıları: the first, the fifth, the tenth

müzik aletleri: the piano, the violin

5 church ( kilise ), mosque ( cami ), hospital ( hastane ), prison ( hapishane ), school ( okul ) gibi kelimeler, bina olarak düşünülüyorsa the kullanılır ama iş/ibadet/eğitim gibi amaçlarla gidildiğinde the kullanılamaz. Yani cuma günü camiye namaz kılmaya gidiyorsanız “I go to mosque”, ama Sultan Ahmet Camii’ne turist olarak gidiyorsanız “I go to the mosque” kullanılır.


Kısaca Çoğullar[]

İngilizcede genel olarak çoğul yapmak için kelimelerin sonuna -s eki getirilir. Örneğin: books, boys, girls, vs.

Ancak bazı kelimelerin çoğulları tamamen düzensizdir (irregular). Örneğin: child/children, woman/women, man/men

Ayrıca, bazı kelimeler İngilizcede “sayılamaz” (uncountable) olarak değerlendirilir ve çoğul yapılamaz. Örneğin: milk, bread, water

Advertisement