Yenişehir Wiki
Register
Advertisement


VİLÂYET ARŞİVLERİ VE TRABZON’UN YOK EDİLEN HÂFIZASI: TRABZON VİLÂYET ARŞİVİ

Dündar kılıç


1

VİLÂYET ARŞİVLERİ VE TRABZON’UN YOK EDİLEN HÂFIZASI: TRABZON VİLÂYET ARŞİVİ

Her millet bir tarihî mirasın sahibidir. Bu tarihî mirasın çok önemli bir bölümünü arşivler, kütüphaneler, eski eserler gibi maddî ve manevî kültür varlıkları teşkil ederler. Millet olabilme ve kalabilmede bu kültür varlıklarının büyük yeri ve rolü vardır. Sahip olunan bu kültür varlıklarının nesillerden nesillere intikali ise, bunların muhafazası ve değerlendirilmesi ile mümkündür.


Geçmiş ile gelecek arasında irtibat kurmak gibi hayatî bir görev yüklenen arşivler, bir milletin en değerli hazinesi ve devlet varlığının da hâfızası olarak kabul edilmektedir. Arşivler bir ülkenin tapu senedi, bir milletin kimlik belgesi, bir nevi hâtıratı, onun bütün varlığı, hakları ve hususiyetleri ile geçmişinden bugüne ve bugününden yarına bağlayan temel dayanağı, en değerli kültür ve tarih hazinesidir.


Arşiv türleri arasında zikredilen Şehir Arşivleri ise, bir şehir ile ilgili bütün vesikaların bir araya toplanmış olduğu arşivlerdir.[1] Trabzon Vilâyet Arşivi, sadece bir şehrin değil, bir bölgenin tarihini ilgilendiren dökümanları içermekteydi. Zira Trabzon, Osmanlı Devleti’nin bir Eyalet merkezi olması hasebiyle Ordu’dan Batum’a kadar olan bölgenin[2] yani bugün bazı küçük devletlerin yüzölçümünde araziyi ihtiva eden bir toprak parçasından ibaret bölgenin yönetim merkeziydi. Osmanlı Devleti zamanında Trabzon Sancağı, sekiz kaza olup bugünkü Trabzon ve Rize illerini, Artvin ilinin sahil şeridini ve Gümüşhane’nin kuzeyini içine alıyordu. 1585’te Batum Sancağı ile birleştirilerek Trabzon Eyaleti kuruldu. Buna rağmen Doğu Karadeniz Bölgesi denince akla Trabzon ve havalisi gelmektedir.[3]


Trabzon, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en eski kentlerinden birisi ve Anadolu’da Karadeniz Kapadokyası’nın meşhur bir başşehridir.[4] Tarih boyunca önemli bir liman, tarım, ticaret ve sanat merkezi olmuş ve bu önemini daima muhafaza etmiş bir şehirdir. Bundan dolayı, Trabzon ve çevresinde Türk hâkimiyetinden önce de pek çok eser meydana getirilmiştir. Fakat şehirdeki asıl kültürel miras, Osmanlıların fethinden sonra gelişmiş ve şehir Türk-İslâm yapıları ile süslenmiştir. Ne yazık ki, bu eserlerin büyük bir kısmı günümüze kadar korunamamış, yıkılıp yok olmuş[5] ya da Trabzon Vilâyet Arşivi’nde olduğu gibi cahilâne ve ihmalkârane bir tavırla imha edilmiştir.


1461’de Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon’u ve dolayısıyla Doğu Karadeniz’i zaptıyla Anadolu’nun Malazgirt’le başlayan fethi tamamlanmış oldu.[6] Osmanlı idaresi Trabzon’da tesis edildiğinde öncelikle bu bölgedeki mevcut dengeler ani bir darbeyle bozulmadı; idarî yapısının temel hususiyetleri korundu. Bu idarî planlamanın coğrafi ve stratejik gerekçeler kadar, daha önceki siyasî ve sosyal alt yapıları da göz önüne alarak teşkil edilmiş olduğu açıktır.[7]


Trabzon Sancağı’nın ilk teşekkülü sırasında, sınırlarını tam olarak tespit etmek oldukça zordur. Bu nedenle Trabzon Sancağı’nın tahriri ile ilgili kayıtlara bakmak gerekir. Bugün Trabzon Sancağı’na ait en eski tahrir defteri Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği dönemine ait 1486 tarihini taşımaktadır. Burada Trabzon ile ilgili olarak, hem idarî hem de sosyal ve ekonomik dökümlerin mahiyeti hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir.[8]


Trabzon’a ait en eski arşiv materyalinin 1486 tarihli olması hasebiyle XV. yüzyıl öncesi belgelerden konuşmak çok zordur. XV. yüzyıla nazaran XVI. yüzyıl başlarından itibaren ve özellikle Yavuz Sultan Selim’in saltanatı zamanında daha fazla belge bulunabilmektedir. Her ne kadar bu belgeler Trabzon’un idarî yapısıyla alakalı olsa bile arşiv vesikası olarak, bölge tarihi için çok önemlidir. 1486 tarihinden önce Trabzon Sancağı’nın tahriri yapılmışsa da, eksik olduğundan ikinci bir tahririn yapılmasına ihtiyaç duyulmuş, bunun sonucunda Trabzon’un fethinden yirmi beş yıl sonra 828 numaralı Trabzon Mufassal Tımar Defteri vücuda getirilmiştir. Bu defterlere göre Trabzon kalesindeki nüfus yapısı ortaya konulmuştur.[9]

Trabzon’da Yavuz Sultan Selim’in valiliği ile başlayan arşiv materyali giderek artmıştır. Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olan İstanbul’da biriken merkezî arşivin yanında merkeze bağlı eyaletlerde de yazışmaların birer sureti saklandığından zamanla bu evrak birikimi bir arşiv oluşturmuştur. İşte bu oluşum Vilâyet Arşivleri’ni ortaya çıkarmıştır. Osmanlı Devleti’nde taşra arşivlerinin en zengini vilâyet arşivleriydi.


Osmanlı Devlet sisteminde eyaletlerde ilk önceleri ciddi ve süreklilik arzeden bir arşivleme sistemi oluşturulamadığından taşra idaresinde önemli problemler ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine merkezî yönetim, taşra arşivleme sistemini belirleyerek yerel yöneticilere bildirmiştir.[10] Daha önceleri her beylerbeyi kayıtlarını tayin edildiği yere naklettiğinden sonradan gelenin daha önceki emirlerden haberdar olmayarak birçok işin yapılamamakta olması üzerine, bundan sonra merkezden gelen her hükmün suretlerinin özel olarak hazırlatılacak ciltli defterlere kaydedilmesi ve bunların Beylerbeyi Divânı’nda mühürlü kese içinde defter sandıklarının birinde saklanarak sonradan gelecek her beylerbeyinin de birbirine intikal ettirmesi kesin bir dille emredilmiştir.[11] Bu emirle Osmanlı taşra bürokrasisinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi yolunda ciddi bir adım atılmıştır.


Tımarla ilgili olup İstanbul’dan gönderilen defterler, eyalet divanında alınan kararların ve merkezden gelen emirlerin kaydedildiği defterler, rûznâme ve muhâsebe defterleri gibi çok sayıda defter, vilayet arşivlerinde saklanırdı. Bununla birlikte Osmanlı taşra teşkilatına ait pek çok konuyu aydınlatacak bilgi kayıtları yine bu arşivlerde biriktirildi. Eyalet divânında görüşülen konular ve varılan kararlar defterlere kaydedilir, ayrıca pek çok konuda Divân-ı Hümâyun’un onayı alınırdı. Eyalet divanında tutulan yüzlerce defterin ve alınan kararların bugün nerelerde olduğu araştırmacıların merak ettiği bir husustur.[12] Öyle anlaşılıyor ki, XIX. Yüzyıldan itibaren vilayetlerde meydana gelen köklü değişiklikler sonucu eski kayıtlar, yeni yöneticilerin ilgi alanına girmediği için bilinçsizce imha edilmiş; son dönemlere kadar gelenlerse, hiçbir uzman görüşü alınmadan SEKA’ya gönderilmiştir.


Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik, Osmanlı Devleti’ne ise eyalet merkezliği yaptığı için Türkiye’nin en zengin arşivine sahip olması gereken Konya vilayetinin durumu buna örnek gösterilebilir. Buraya ait arşivdeki çok sayıda Osmanlıca belge ve defter, yenileri ile birlikte 1987’de 76 kamyon olarak SEKA’ya gönderilmiştir. Konya ile ilgili araştırma yapmak isteyenler bu arşivden ancak 1987’den sonrasına ait bilgileri bulabilecek, daha önceki yıllar için ise gazete haberlerine mahkûm olacaklardır.[13]


Aynı durumu Trabzon vilayet arşivi için de söylemek mümkündür. Pontus Rum Devleti’ne başkentlik yapmış Trabzon’un çok zengin bir arşive sahip olması gerekirdi. Aslında bu arşivin varlığı da çok önemliydi. Zira beş yüz yıllık bir tarihi aydınlatacaktı. Önemine binaen I. Dünya Savaşı sırasında, Trabzon’un Rus işgali tehlikesi karşısında Vali Cemal Azmi Bey, vilayetteki tüm arşiv malzemesini denkleyip Samsun tarafında göndermiş; işgal sona erince tekrar Trabzon’a getirtmiş; böylece Trabzon’a ait arşivlerin düşman eline geçmesi önlenmiştir. Düşman eline geçmesi önlenmiş ama ne yazık ki cehaletin elinden kurtulamamış, 1982 yılında bilinçsizce imha edilmiştir.[14]


O dönemin Müze Müdürlüğü’ne vekâlet eden, şimdi Konya Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Haşim Karpuz’la yapılan telefon görüşmemizde, bu hususta çok malumatı olmadığını ve adı geçen olayı bir tutanakla tespit ettiğini bildirmiştir.


Tutanağa göre: Türk Sesi Gazetesi’nde 28 Nisan 1982 tarihinde araştırmacı-yazar Hüseyin Albayrak tarafından kaleme alınan “Trabzon’un Tarihi ve Kültürel Değerlerini Koruyalım” adlı haber üzerine 30 Nisan 1982 tarihinde Ortahisar Camii’nin üst katındaki arşiv odasına gidilmiş ama odada herhangi bir evrak bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca cami görevlisinden arşiv malzemesi olan evrakların kamyona yüklenip, deniz kenarına döküldüğü teyit edilmiştir. Belgelerin mahiyeti hakkında hiçbir malumat olmadığı da ilave edilerek zabta geçirilmiştir.[15]


Trabzon Vilayet Arşivi’nin denize dökülmesini haber yapan araştırmacı-yazar Hüseyin Albayrak, arşiv malzemesinin denize dökülmesini bizzat görmüş ve konuyu yakından takip etmiştir. Bu hususta pek çok makale yazmış olmasına rağmen bu makaleleri garip bir tesadüf olsa gerek, kaybetmiştir. Hüseyin Albayrak’tan aldığımız diğer bir haber ise olayın daha vahim bir cephesini göstermektedir. Hüseyin Albayrak, Trabzon’da yapılan yeni vilayet binasının taşınma işlemi esnasında vilayet arşivinin muhafaza edilmesinin gereğini ve önemini bildirmiş, bununla alakalı çeşitli dergi ve gazetelerde makaleler yazmıştır. Ayrıca bu arşivin, yok edilen diğer arşiv malzemesinin akıbetine uğramaması için çok çalışmıştır. Buna rağmen muvaffak olamamıştır. Albayrak’ın ifadesine göre; vilayet binası taşınırken, Osmanlı döneminden kalan vilayet evrakı kamyonlara doldurularak basından ve halktan gizlenerek, adeta kaçırılırcasına bir gecede SEKA’ya gönderilmiştir. Bununla birlikte bir kamyon evrakın yakıldığı, bir kamyon evrakın da denize döküldüğü tanıkların ifadesinden anlaşılmıştır.[16]


Trabzon Vilayet Arşivi’nin bir bilinmezliğe doğru gidişi tam bir kültür faciası olmuştur. Rus işgali esnasında bile büyük fedakârlıklarla korunan bu arşivi, ne yazık ki kendi ellerimizle ortadan kaldırdık. Belki de işgal esnasında vali olan Cemal Azmi Bey milliyetperverlik yapıp bu evrakı düşmandan kaçırmasaydı bugün bu belgelerin en azından nerede olduğunu bilirdik. Nitekim işgal sırasında, Rus Arkeolog Prof. Quspenski’nin şehirdeki kütüphanelerden seçerek Rusya’ya gönderdiği 497 kitabın[17] Rusya’da olduğunu bilmekteyiz. Özellikle yakın tarihimizde bu türden olaylar bununla da sınırlı değildir. Bulgaristan’a hurda kâğıt parasına verilen Maliye Arşivi’nin de bu defterin başka bir kara sayfasıdır.


İstanbul Defterdârlığı Maliye Arşivi evrakının bir bölümü, 1931 yılı Mayıs ayında kuru ot ve paçavra fiyatına, okkası üç kuruş on paraya Bulgaristan’a satılmıştır.


1931 yılında, asla affedilmesi ve unutulması mümkün olmayan bir gaflet neticesi, bilebildiğimiz kadarı ile dünya arşivcilik tarihinde bu konuda tek örnek olarak, çoğu maliyeye ait Osmanlı dönemi arşiv malzemesi, millî hafızamızın bir bölümü, sorumsuz, millî kültür ve şuurdan habersiz bir-iki kişinin gayretiyle Bulgaristan’a hurda olarak satılmıştır.[18]


Yıllar sonra bu evrak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından geri istenmiş, Bulgarlar ise çok manidar bir cevap vermiştir: “Sizler tarihinizin kıymetini bilmiyorsunuz ki! Size ancak mikrofilmlerini verebiliriz!” İşte tarih bilinci, işte geçmişe sahip çıkma! Bulgarlara satılan bu evraktan Bulgarlar kendi tarihlerini yazmıştır. Şunu da hemen ifade etmeliyim ki, Bulgaristan’a satılan bu evrak içerisinde Trabzon’la alakalı belgeler ve de Trabzon tımar defterleri de bulunmaktadır.

Trabzon Vilayet Arşiviyle alakalı çalışmalarda, vilayet ve dahilindeki bazı ilçelerde de pek çok arşiv malzemesinin olduğu tespit edilmiştir. Cumhuriyet Dönemi Türk Arşivcilik Tarihi ile ilgili belgeler üzerinde 1934 yılında yayınlanan bir raporda Trabzon havalisinde 13.500 kilogram belge olduğu vurgulanmıştır.


Rapora göre Trabzon’da Arşivcilik Malzemenin Bulunduğu Merkezler ve Miktarı[19]:

22

Bu tarihî kaynakların bugün nerede olduğu hakkında maalesef hiçbir bilgi yoktur. Bundan dolayı nasıl bir değerlendirme yapılacağı bilinmemektedir. Millî hafızamızı cahilce yok eden sorumluların tarih önünde nasıl hesap vereceklerini merak ediyorum!


Osmanlı devlet anlayışının savaş esnasında bile gösterdiği duyarlılık maalesef bugün gösterilmemektedir. I. Dünya Savaşı sonunda bazı Osmanlı merkezî daireleri, taşradaki idarî birimlerden taşra kayıtlarının durumunu sormuştur. Mesela Sicil-i Nüfus İdare-i Umumiye 1918 senesi ortalarında işgal görmüş birçok vilayetten zayiata uğramış evrak olup olmadığını sormuştur. Buna verilen cevapta; çeşitli sancak ve vilayetlerle birlikte Trabzon vilayetinde “Vakf-ı Kebir ve Atina kazalarının altmıştan fazla köyünün sicilleri zayi olmuştur. Mahallî hükümetçe dahile nakledilmiş olan evrakın ise bir kısmının Sivas’ta olduğu tespit edildiğinden geri getirilmesi için teşebbüse geçilmiştir.”[20]


Bahsi geçen bu evrakın da akıbeti hakkında maalesef bir bilgi elde edebilmek mümkün olmamıştır. Belki de o dönemde cereyan eden savaşlar neticesinde bunların akıbetini araştırmak çok zordu. Fakat şunu da unutmamak lazım ki, savaş yıllarında bombardıman tehlikesi ile karşılaşan Trabzon valiliği, merkez ve kazaların evrakını sivil binalara nakl etmiştir.[21] Ama bu evrakın Cumhuriyetten sonraki akibetini üzülerek ifade etmek lazım ki bilemiyoruz.


Trabzon Vilayet Arşivinin yok edilişiyle alakalı ne kadar üzüntülü söz söylesek de geri getirileceği hususunda ümidimiz olmadığı için, bu üzüntümüz daim olacaktır. Bunun yanında bizleri sevindiren bir gelişme ise, bazı kurumların ve şahısların kültür mirasımıza sahip çıkmaları hususundaki gayretleridir. Bu bilinçlenmeden olsa gerek Trabzon’da Umumi ve Hususi arşivler oluşmuştur. Bu arşivleri şöyle tasnif edebiliriz:


A) UMUMÎ ARŞİVLER:

Trabzon’da resmî bir umumî arşiv yoktur. Ancak arşiv bilgilerinden ve kütüphane ve okullarda yer alanlar vardır. Şöyle ki;


1–Trabzon İl Halk Kütüphanesi: Yavuz Sultan Selim’den 1920’li yıllara kadar 280 cilt Şeriyye Sicilleri. Arap Harfleriyle Basma Eserler Katalogu, Eski Gazete ve Dergiler gibi…


2-Zağanos Burcu İsmail Hakkı Berkmen Kütüphanesi: Şeriyye Sicillerinin bir kısmı burada mevcuttur.


3- Trabzon Belediyesi Mahmut Goloğlu Kütüphanesi: Bazı yeni eserlerle birlikte Osmanlıca 22 adet Sâlnâme bulunmaktadır.


4-Vakıflar Bölge Müdürlüğü: Trabzon’un bütün vakıf kayıtları burada bulunmaktadır.


5-K. T. Ü. Fatih Eğitim Fakültesi Kütüphanesi: Bağışlanmış pek çok Osmanlı dönemi kitap bulunmaktadır.


6- Trabzon Lisesi Kütüphanesi: Osmanlıca pek çok kayıt, öğrenci ve okul tutanakları burada muhafaza edilmektedir.


B) HUSUSÎ ARŞİVLER:

1-Mustafa Yazıcı Arşivi: Araştırmacı-Yazar. Akyazı’da özel kütüphane ve arşivi bulunmaktadır. Kültür arşivi olup çok miktarda Osmanlıca belge bulunmaktadır.


2-Coşkun Kulaksızoğlu Arşivi: Eski eserlerle birlikte en zengin Kültür Bakanlığı Hat Sanatı Arşividir.


3-Hüseyin Albayrak Arşivi: Araştırmacı-Yazar. En zengin kültür arşivlerinden biri de budur. Yazar Ankara’da oturmakta olup, basın tarihi arşivine sahiptir.


4-Coşkun Akyüz Arşivi: Spor arşividir.


5-Enver Uzun Arşivi: Araştırmacı-Yazar.


6-Cumhur Odabaşoğlu Arşivi: Vefat etmiş olan yazarın arşivi Trabzon’daki en zengin arşivlerden biriydi.


7-Arslan Pulathaneli Arşivi: İlklerin ve de eski ve yeninin bileşkesi olan bir arşivdir.


8-Halil Demirci Arşivi: Doğu Karadeniz ve Trabzon Belgesellerini yapmıştır. Belgesel Arşivi bulunmaktadır.


9-Nevzat Yılmaz Arşivi: Trabzon Haber Gazetesi Arşividir.


10-T. C. Trabzon Valiliği Arşivi: Valilik kayıtlarını ihtiva etmektedir.


11-Veysel Usta Arşivi: Osmanlıca pek çok dökümana sahiptir.


12- Fotoğraf Arşivleri: Coşkun Kulaksızoğlu, Ahmet Can Pepe, Süleyman İskender, Şehip İskender ve Fazıl Saraç’ın fotoğraf arşivleri bulunmaktadır.


13-Murat Yüksel Arşivi: Trabzon’la ilgili Osmanlıca tercümelere sahiptir. Isparta’da oturmaktadır.


14-Nasrullah Hacımüftüoğu Arşivi: Çaykara’nın Karaçam beldesinde Of’un ilk müftülerinden Hacı Salih Efendi (1793–1888) adına kurulan kütüphane, 1000 ciltlik eseriyle Trabzon ve havalisindeki bilinen en zengin tarihî Kütüphanedir. Bu kütüphanedeki kitapların pek çoğu yazma eser olup, bir kısmı Hacı Salih Efendi’nin kendisi ve ağabeyi Müderris Hacı Ali Efendi tarafından istinsah edilmiştir. Kütüphanedeki eserlerin bir kısmı Hacı Salih Efendi’nin mezun olduğu Erzurum’daki Yakutiye Medresesi mühürlü olması, eserlerin ve bu medrese tarihi açısından çok önemlidir.


Bu güzide eserlerin yanında Hacı Salih Efendi’nin Of ve havalisinde verdiği fetvaların suretlerini de muhafaza etmiş olması, gelecek kuşaklara zengin bir arşiv bırakmasına vesile olmuştur. Bugün bu kitaplık ve arşiv vesikaları Hacı Salih Efendi’nin torunlarından Nasrullah Hacımüftüoğlu tarafından muhafaza edilmektedir. Nasrullah Hacımüftüoğlu, Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinden olup, halen Erzurum’da ikamet etmektedir.


Bunlara ilaveten Hasan Saka Kütüphanesi ve Arşivi, Ömer Akbulut Kütüphanesi ve Arşivi, Eski Trabzon Belediyesi Arşivi, Milli Eğitim ve Müftülük Arşivleri sonradan yok edilmiştir. Ayrıca Valilik Arşivi’nin bir kısmı Rus işgalinde Ankara, İstanbul ve Rusya kütüphanelerine taşınmıştır. Denize dökülen belediye ve valilik arşivlerinin bir kısmıdır.[22]


Birkaç yıldır Trabzon Vilayet Arşivi’yle alakalı bilgi ve dökümanları toplamaktaydım. Beş yüz yıllık bir dönemi kapsayan ve çevresindeki pek çok il ve ilçenin tarihine ışık tutacak bu arşivin akıbetini merak ederdim. Merakımı mucip olan bilgi ve belgelere kavuşsam da tam bu sempozyum arefesinde bu dökümanların tıpkı Trabzon Vilayet Arşivi’nin akıbetine uğraması ilginç bir tesadüf oldu. Yüzlerce yıllık tarih ve kültürümüzün hurda kâğıt pahasına harcandığı böyle bir dönemde bu türden kötü tesadüflerin bir daha hiç yaşanmamasını ve millet olmanın gereğini bilen nesillerin yetiştirilmesi temennisiyle…

4 3

[1] İsmet Binark, Arşiv ve Arşivcilik Bilgileri, Ankara 1980, s.10.


[2] Hanefi Bostan, XV-XVI. Asırlarda Trabzon Sancağı’nda Sosyal ve İktisadî Hayat, Ankara 2002, s.48.


[3] Metin Karaörs, “Kuzeydoğu Anadolu (Trabzon ve Yöresi) ve Batı Rumeli Türk Ağızlarının Ortaklığı ve Akrabalığı”, Trabzon Tarihi Sempozyumu, 6-8 Kasım 1998, Bildiriler, Trabzon 1999, s.89.


[4] P. Minas Bıjişkyan, Karadeniz Kıyıları Tarih ve Coğrafyası, (Çeviri: Hrand D. Andreasyan), İstanbul 1969, s.42.


[5] Dündar Alikılıç, “Tarih Boyunca Trabzon Havalisinde Kütüphaneler”, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2001, Sayı 17, s.305.


[6] İsmail Hacıfettahoğlu, Öncesi ve Sonrasıyla Trabzon’un Fethi, Ankara 2001, s.20.


[7] Feridun Emecen, “Trabzon Eyaletinin Batı Sınırları”, Trabzon Tarihi Sempozyumu, 6–8 Kasım 1998, Bildiriler, Trabzon 1999, s.160.


[8] Remzi Kılıç, “Trabzon Valisi Şehzâde Selim ve Faaliyetleri”, Trabzon ve Çevresi Uluslar arası Tarih-Dil-Edebiyat Sempozyumu, 3-5 Mayıs 2001,Trabzon 2001, C.I, s.101.


[9] Heath W. Lowry, Trabzon Şehrinin İslamlaşma ve Türkleşmesi, İstanbul 1981, s.17.


[10] Ali Osman Çınar, “ Tanzimattan Cumhuriyete Mahallî İdare Arşivleri”, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Dergisi, sayı I, İstanbul 2002, s.94.


[11] BOA. Mühime Defteri 22, Hüküm 175.(EK-1)


[12] Mehmet İpşirli, “Beylerbeyi”, DİA VI, İstanbul 1992, s.73.


[13] Yusuf Küçükdağ, “Mahallî Arşivlerin Kurulması”, I. Millî Arşiv Şûrası, 20–21 Nisan 1998 Ankara, Tebliğler-Tartışmalar, Ankara 1998, s.228.


[14] Yenişafak Gazetesi, 18 Haziran 2000 nüshası.


[15] Haşim Karpuz Özel Arşivi.(EK-II), Ayrıca Haşim Karpuz ile yakın zamanda yapılan bir görüşmede (22 Nisan 2005, Erzurum), 12 Eylül 1980 döneminde kendilerine gelen bir yazılı emirle, arşivde bulunan belgelerin 20 seneden eski olanlarının SEKA’ya gönderilmesinin istendiği ifade etmiştir. Bunun üzerine söz konusu Vilayet Arşivi’ndeki belgeler SEKA’ya gönderilmiştir.


[16] Hüseyin Albayrak ile 17.03.2005 günü yapılan telefon görüşmesi.


[17] Veysel Usta-Yaşar Soytürk, Tarihi, Çoğrafyası, Folkloru ile İlimiz Trabzon, ?, s.81.


[18] Bulgaristan’daki Osmanlı Evrakı, (Hazırlayanlar: Necati Aktaş, Seyit Ali Kahraman), Ankara 1994, s.3.


[19] Niyazi Çiçek, “Cumhuriyet Dönemi Türk Arşivcilik Tarihi İle İlgili Belgeler: 1934 Yılında Türkiye’deki Arşiv Kaynakları Üzerine Bir Rapor”, www.archimac.org


[20] BOA, DH. SN. THR. 86/17,(14 Ramazan 1336/23 Haziran 1918)


[21] BOA, DH. MB.HPS., 29/59,(21 Rebiyyülevvel 1334/27 Ocak 1916)


[22] Bu çalışmada ismi geçen umumî ve hususî arşivlerin tespitinde büyük yardımları bulunan tarihçi Salih Sancak, emekli öğretmen Mustafa Yazıcı ve Trabzon Haber Gazetesi sahibi Nevzat Yılmaz beylere hususi teşekkürlerimi borç bilirim.



Share this:

Twitter Facebook






Bir Cevap Yazın


Yorumunuzu buraya yazın...Yorumunuzu buraya yazın...










Gravatar







WordPress.com Logosu




Twitter resmi




Facebook fotoğrafı




Google+ fotoğrafı













Son Yazılar ÇAY’IN KARADENİZ BÖLGESİ İÇİN ÖNEMİ VE TARİHİ SEYRİ HOŞGELDİNİZ


Son Yorumlar


Arşivler Kasım 2014 Nisan 2013


Kategoriler DUYURULAR Uncategorized


Meta Kayıt Ol Giriş Yazılar RSS Yorumlar RSS WordPress.com



Buradan başla ◾Arşiv Köşesi ◾Dersler ◾Duyurular ◾hakkımda ◾Makalelerim •AHMED ZİYÂÜDDÎN GÜMÜŞHÂNEVÎ VE KÜLTÜR MİRASIMIZA OLAN KATKILARI •ARŞİV ŞUURUNDA BİR MİLLET OLABİLME •BAŞTIMAR’IN MAZLUM ŞEHİDİ HAFIZ MEHMED BEY •BAŞTIMARLI SADRAZAM (BAŞBAKAN) MEHMED ESAD SAFVED PAŞA •İDARE LAMBALARI •Kitap ve Kütüphane Üzerine Düşünceler •MİLLÎ MÜCADELENİN KAHRAMANLARINDAN MAHNO’LU BİR MÜCAHİD •Osmanlıcanın Zorunlu Ders Olması •SIBGATULLAH ARVASİ •TÜRK DİLİNİN İLK KİTAPLARI •VİLÂYET ARŞİVLERİ VE TRABZON’UN YOK EDİLEN HÂFIZASI: TRABZON VİLÂYET ARŞİVİ

◾Osmanlıca metinler


Advertisement