Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Rahman Suresi/46-78-Rahman Suresi/Elmalı/46-78 Vakıa Suresi/1-38 Vakıa Suresi/39-57-Vakıa Suresi/Elmalı/39-57
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
Koptumu o Vakı'a bir
Olacak vak'a olduğu zaman
When the event befalleth.
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
Olmaz vak'asına yalan diyen dil
Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
There is no denying that it will befall
خَافِضَةٌ رَافِعَةٌ
İndirir bindirir
O, alçaltıcıdır, yükselticidir.
Abasing (some), exalting (others);
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا
Yer bir sarsılış sarsıldığı
Yer şiddetle sarsıldığı
When the earth is shaken with a shock
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
Dağlar bir serpiliş serpildiği
Dağlar serpildikçe serpildiği
And the hills are ground to powder
فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا
Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu
Dağılıp toz duman haline geldiği
So that they become a scattered dust,
وَكُنْتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً
Siz de üç sınıf olduğunuz zaman
Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman
And ye will be three kinds:
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
Ki sağda «Ashabı meymene»: Ne «Ashabı-meymene!»
Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar!
(First) those on the right hand; what of those on the right hand?
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Solda «Ashabı meş'eme»: Ne «Ashabı -meş'eme!»
Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!
And (then) those on the left hand; what of those on the left hand?
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ
İlerde sabikun, işte o sabikun
Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.
And the foremost in the race, the foremost in the race:
أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ
Onlar ne'ıym Cennetlerinde mukarrebun
İşte o yaklaştırılanlar,
Those are they who will be brought nigh
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Onlar ne'ıym Cennetlerinde mukarrebun
Nimet cennetlerindedirler.
In gardens of delight;
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ
Bir çok evvelînden
Çoğu önceki ümmetlerden,
A multitude of those of old
وَقَلِيلٌ مِنَ الْآخِرِينَ
Biraz da âhirînden
Birazı da sonrakilerden.
And a few of those of later time
عَلَىٰ سُرُرٍ مَوْضُونَةٍ
Murassa' tahtlar üstünde
(Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
On lined couches,
مُتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ
Karşı karşıya kurulmuşlar
Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.
Reclining therein face to face.
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
Pırlanır etraflarında muhalled evlâdlar
Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.
There wait on them immortal youths
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
Kübler ve ibrıklerle me'ıynden bir piyâle
Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.
With bowls and ewers and a cup from a pure spring
لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَ
Ne başları ağrıtılır ondan ne de irer zevâle
Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
Wherefrom they get no aching of the head nor any madness,
وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Meyve beğendiklerinden
Beğendikleri meyvalar,
And fruit that they prefer
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ
Kuş etti istediklerinden
Canlarının çektiği kuş etleri,
And flesh of fowls that they desire
وَحُورٌ عِينٌ
Huri ıyn
İri gözlü hûriler,
And (there are) fair ones with wide, lovely eyes,
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
Saklı inci timsalleri gibi
Saklı inciler gibi,
Like unto hidden pearls,
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
İşledikleri amellere mükâfat için
Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
Reward for what they used do.
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
Ne bir boş lâf işidirler orada ne de bir te'sîm
Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
There hear they no vain speaking nor recrimination
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
Ancak bir kelâm: Selâmen selâm
Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.
(Naught) but the saying: Peace, (and again) Peace.
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
Ashabı yemîn ise ne Ashabı yemîn
Sağın adamları, nedir o sağın adamları!
And those on the right hand; what of those on the right hand?
فِي سِدْرٍ مَخْضُودٍ
Dal bastı kirazlar
Dalbastı kirazlar,
Among thornless lote tree
وَطَلْحٍ مَنْضُودٍ
Sıvama muzlar içinde
Meyva dizili muzlar,
And clustered plantains,
وَظِلٍّ مَمْدُودٍ
Memdud bir saye
Uzamış gölgeler,
And spreading shade,
وَمَاءٍ مَسْكُوبٍ
Çağlıyan bir su
Fışkıran sular.
And water gushing,
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
Bir çok meyve
Pek çok meyva arasında,
And fruit in plenary
لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ
Ne eksilir, ne men'edilir
Tükenmeyen ve yasaklanmayan
Neither out of reach nor yet forbidden,
وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍ
Yüksek düşekler
Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
And raised couches,
إِنَّا أَنْشَأْنَاهُنَّ إِنْشَاءً
Biz etmişizdir de onları
Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).
Lo! We have created them a (new) creation
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
yeniden inşa
Onları bâkireler yaptık.
And made them virgins
عُرُبًا أَتْرَابًا
Kılmışızdır bir yaşıd ebkâri şeyda
Hep yaşıt sevgililer,
Lovers, friends,
لِأَصْحَابِ الْيَمِينِ
Ashabı yemîn için
Sağın adamları içindir.
For those on the right hand;
Disambig Bakınız: VakıaSuresi, VakıaSuresi/MEALVakıaSuresi/VİDEO, VakıaSuresi/TEFSİR, VakıaSuresi/TEZHİB, VakıaSuresi/HAT, VakıaSuresi/FAZİLETİ, VakıaSuresi/HİKMETLERİ, VakıaSuresi/, VakıaSuresi/KERAMETLERİ, VakıaSuresi/AUDİO, VakıaSuresi/HADİSLER, VakıaSuresi/NAKİLLER, VakıaSuresi/EL YAZMALARI, VakıaSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement