Yenişehir Wiki
Advertisement

Vekil Başkasının işini gören. Bir adamın yerine hareket etme selâhiyeti olan kimse.

Nâzır. Bakan. Bir kısım kimseler mü'minlere; "Düşmanlarınız size karşı toplandılar, aman onlardan sakının" dediklerinde, bu, onların îmânlarını bir kat daha artırmış ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir" demişlerdir. (Âl-i İmrân sûresi: 173)

Allah her şeyin yaratanıdır. O, her şeye vekîldir. (Zümer sûresi: 62)

Bir şeyden korkan el-Vekîl ism-i şerîfini söylerse, emniyet bulur.Kendisine hayır ve rızk kapıları açılır. (Yûsuf Nebhânî)

2. Bir kimsenin, bir işi yapmak için kendi yerine koyduğu, işini havâle ettiği kimse.

Vekil asıl gibidir. (Atasözü)

Yemeğe çağrılan kimseye, malımdan istediğin kadar ye ve al ve dilediğine ver, hepsi helâl olsun denilse yedikleri helâl olur. Aldıkları, başkasına verdikleri helâl olmaz. Çünkü, miktârı bilinmeyen ta'âmın yemesini helâl etmek câizdir. Fakat miktârı bilinmeyen malı almak için vekîl etmek ve meçhûl, belli olmayan ve ayrı olarak teslimi mümkün olan malı ayırmadan hediyye etmek sahîh (muteber) değildir. (Muhammed Berdûsî-zâde)

Vekil edenin, işi yapabilecek kimse olması, vekîlin de âkıl (akıllı) olması şarttır. Bâliğ (ergenlik çağına ulaşmış) olması şart değildir. (Ali Haydar Efendi)

Alış-verişe, borç vermeye veya ödemeye vekîl olan kimsenin teslim aldığı mallar kendinde emânet olur. (Ali Haydar Efendi)

Vekîl, sâhibinden ayrıca izin almadıkça veya istediğini yap diyerek umûmî vekil edilmedikçe başkasını kendine vekîl, yapamaz. Yalnız zekât vermek için olan vekîl, izinsiz olarak başkasını vekil yapabilirler. (Ali Haydar Efendi)

Her şeye vekîlimsin denilen umûmî vekil, talak, hediye, sadaka ve vakftan başka her şeyi, sâhibi adına yapabilir. (Ali Haydar Efendi)

Vekîlin vekil olmayı kabûl etmesi şart değildir. Red etmezse, kabûl ettiği anlaşılır. (Fetâvâ-yı Hindiyye)

Kurbanını hayır cemiyetine hediye etmek isteyen bir kimse, kurbanını veya parasını götürüp bu işle vazîfeli me'mura teslim ederken; "Allah rızâsı için bayram veya nezir (adak) kurbanımı kesmeye ve dilediğine kestirmeye ve etini ve derisini dilediğine vermeye seni vekîl ettim" demelidir. Vekil de kurban kesilirken sâhiblerinin ismini söyleyerek kasapları vekil eder. (Fetâvây-ı Hindiyye)

VEKİL Sözlük 1: (Ar.) Er. 1. Başkasının yerine ve adına hareket eden veya konuşan. 2. Asıl vazifelinin yerine çalışan, bir vazifeyi geçici olarak idare eden. 3. Hükümet üyesi olan kimse, bakan, nazır. 4. Kur'an'da Allah'ın ismi olarak da geçmektedir, (bkz. Abdülvekil).

VEKÎL

Bir işi birine havale etmek, teslim etmek ve güvenmek anlamındaki "v-k-l" kökünden türeyen vekîl; avukat, temsilci, koruyucu, denetleyici, bekçi, birinin işini üzerine alan demektir.

Allah'ın sıfatı olarak vekîl, koruyucu (hafîz), güvenilen (emîn) yardım eden (muîn), görüp gözeten (şehîd, rakîp) yaratıklarının rızkına kefil olan, işler kendisine havâle edilen (müvekkel), her şeyin mâliki ve yöneticisi olan demektir. Vekîl kelimesi Kur'ân'da 24 defa geçmiş Allah ve insanın sıfatı olarak kullanılmıştır. İnsan hakkında kullanılan vekîl; bekçi koruyucu, avukat (Şûra, 42/6) anlamındadır: "Allah her şeyin yaratıcısıdır. O her şeye vekîldir." (Zümer, 39/62), "...Ondan başka ilah yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O'na ibadet edin ve O herşeye vekildir." (En'âm, 6/102).

Allah'ın her şeyin vekîli olması hasebiyle insanların O'nu vekil edinmeleri istenmiştir: "...Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter." (Nisâ, 4/81); "Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter." (Nisâ, 4/132); "O doğunun ve batının Rabbidir. O'ndan başka ilah yoktur. Öyle ise sadece O'nu vekil tut." (Müzzemmil, 73/9).

Allah'ın her şeyin vekili olması; her şeyin mâliki, sahibi, yöneticisi, koruyucusu, rızık vericisi, görüp gözeteni; O'nu vekil edinmek ise; yardım etmesi, koruması, zararları defetmesi, emeğin karşılığını vermesi, zulmetmemesi, insanlara şahit olması vb. her konuda O'na güvenmektir. "Vekil" kelimesi Allah'ın her şeye şâhit olması, bilmesi, görmesi anlamında da kulanılmıştır. Meselâ, "...Söylediğimize Allah vekildir." (Yûsuf, 12/66) âyetin de bu anlamdadır.

"...Allah bize yeter, O ne güzel vekildir." (Âl-i İmrân, 3/173), "Eğer müminler iseniz sadece Allah'a güvenin." (Mâide 5/23), "?Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter?" (Talâk, 65/3), "...Allah kendine güvenenleri sever." (Âl-i İmrân, 3/159) âyetleri; mütevekkil insan ile vekil Allah arasındaki ilişkinin boyutunu ifade etmektedir.

Bir fıkıh terimi olarak vekîl ise, sözlük anlamına uygun olarak, kanûnî temsilci, birisi adına iş yürüten kişi demektir. (bk. Vekâlet) (İ.K.)

[]

[]

Ico libri Anlamlar

[1] Birinin işini görmesi için kendi yerine bıraktığı ya da yetki verdiği kimse

Nuvola Turkish flag Türk Dilleri


|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|

|}

|}

ku:vekil nl:vekil

Advertisement