Yeis (Ye's) Ümitsizlik. (Bak: Ye's, Himmet)
Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki?
Öyle dehşetli muhitimde dönen matemki!
Ümitsizlik Doğru Değildir
Emin de, yeis de küfürdür. Yâni, “Ben şu kadar hayırlar yaptım; artık Cennet'i kazandım” gibi inanç ve düşünce içinde olarak kendisini Allâh'ın gazabından emin kabul etmek, veya: “Ben bu kadar günahlar işledim. Cehennemi boyladım. Bana kurtuluş yoktur” gibi bir yeis (ümitsizlik) içinde bulunmak da küfürdür. Peygamberimiz: “Mümin, korku ile ümit arasında olacaktır” buyuruyor. Mü'min, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetinden dolayı ümit mevkiinde, kendi noksanından dolayı da korku mevkiinde olacak. Öyle ki, Cennet'e bir kişi girecek deseler, “Acaba ben miyim?”, Cehennem'e bir kişi atılacak deseler, “Acaba ben miyim?” diyecektir.
Bir hadîs-i kudsîde Cenâb-ı Hakk: “Kulum bana bir karış gelirse ben ona bir kulaç varırım, kulum bana yürü-yerek gelirse, ben ona koşarak varırım” buyuruyor. Bu hadîs, Cenâb-ı Hakk'ın kendisinden af ve hidâyet isteyen kuluna af ve hidâyeti lütfetmekteki acelesinin ifâdesidir.
YEİS
Ümitsizlik, istek ve arzunun tükenmesi manâsınadır. İnsan yaşadığı sosyal hayatın içinde daima olumlu, olumsuz, küçük, büyük, acele ve gecikmeli bir takım olaylarla iç içe yaşamaktadır. Bu nedenle bazan bir ümitsizlik ve kötümserlik psikolojisi olan yeis ile karşılaşmak mümkündür. Yeis kelimesi türevleriyle birlikte Kur'ân'ı Kerim'in on ayrı yerinde geçmekte; Allah'ın rahmetinden ve yardımından ümit kesmek ve karamsar bir çizgide sürekli beklemek kınanmaktadır: "(İbrahim:) dedi ki: Rabbimin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?" (Hicr, 15/56), "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" Çünkü Allah bütün günahları bağışlar..." (Zümer, 39/53), "İnsan hayır işlemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir." (Fussilet, 41/49) Görülüyor ki yeis kişiyi felaket sınırına doğru çekmektedir. Bu karamsarlık hali tembelliğe, rehavete ve gaflete zemin hazırlar. Bedende mücadele ve hareket kabiliyetini keser. Böylece hem dinin hem dünyanın elden gitmesine yol açmış olur. Mümin böyle bir tehlike ile karşılaşması durumunda derhal tövbe ederek Allah'a sığınmalıdır. Azim, sabır, irade ve tevekkül ile inancını ve güvenini tazelemeye çalışmalıdır.
İslâm bilginleri îmân açısından da yeis üzerinde durmuşlardır. Bu anlamda yeis, kişinin ölümle karşı karşıya kaldığı son an demektir ki bu anda îmânın sahih olamayacağı görüşü ağırlık kazanmıştır (Yûnus, 10/90-92; Mü'min, 40/84-85). Çünkü îmân yakîn ifade eder. Şüphe ve yeis ile îmân mertebesine erişilemez. (F.K.)
İman-ı yeis nedir?
İMAN-I YE'S Çaresiz kalan, hayatından ümidsiz olan bir kimsenin imanı. Firavun gibi ölürken iman etmektir
Bu iman muteber midir?
Değildir
Tevbei yeis nedir?
İmanı ve ameli olan kimsenin ölürken günahlarından tevbe etmesidir
Bu tevbe muteber midir?
Muteberdir
[]
Ad[]
- [1] (eskimiş) karamsarlık
- [2] (eskimiş) umutsuzluk
- [3] (eskimiş) üzüntü
- [1]nevmîd.