Yetîm YETİM Babası ölmüş olan çocuk.
- Tek, eşsiz, yalnız. (Çocuk baliğ olduktan sonra yetimlik ondan kalkar. Anası ölene ise daha çok öksüz denir.)
YETİM-ÜT TARAFEYN Anası ve babası ölmüş çocuk. Anadan babadan yetim kalmış çocuk.
YETİME Yetim kız.
- Eşsiz.
YETİM-HÂNE f. Yetim çocukların bakılıp beslendiği yer.
Yetim Babası ölmüş olan çocuk.
Tek, eşsiz, yalnız. (Çocuk baliğ olduktan sonra yetimlik ondan kalkar. Anası ölene ise daha çok öksüz denir.)
YETİM
Babası ölmüş ve henüz ergenlik çağına ulaşmayan çocuk demektir. İslâm dini, yetimlerin korunup gözetilmesi, onların yetiştirilerek topluma kazandırılması için gerekli tedbirleri almış, bunlarla ilgili özel hükümler koymuştur. Kur'ân-ı Kerim'de, devlet hazinesinden ve savaş gelirlerinden yetimlere pay ayrıldığı bildirilmektedir (Enfâl, 8/41; Haşr, 59/7). Bunun dışında inananların da malî yönden yetimlere destek olmaları tavsiye edilmiş (Bakara, 2/215) ve yetimlere iyi muamele edenler övülmüştür (İnsan, 76/8). Hz. Peygamber, "Kendisine veya başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üstlenen kimse ile ben, cennette işte şöyleyiz." diyerek şehadet parmağıyla orta parmağını işaret etmişlerdir (Müslim, Zühd, 2). Buna karşılık, yetime kötü davranıp, yardım elini uzatmayanlar kınanmıştır (Fecr, 89/17; Mâûn, 107/2).
İslâm dini, sadece yetimlere iyi davranmakla kalmamış, onların mallarını korumayı ve yetimleri yetiştirerek rüşt çağına ulaştıklarında mallarını kendilerine vermeyi, onların evlilikleriyle de ilgilenmeyi bir vazife olarak yüklemiştir (Nisâ, 4/2, 3, 5, 6, 10; En'âm, 6/152). (İ.P.)
Yetâmâ, "nedîm", "nedâmâ" gibi "yetîm"in çoğuludur veya çoğulun çoğuludur. Yetim infirad (yalnız olma, yanında kimse bulunmama) mânâsına "yatem"den türetilmiştir. Nitekim emsalsiz inciye "durr-i yetim" denilir.
Bu yalnız kalma mânâsı dolayısı ile babası ölmüş olana da yetim denir. Lügat bakımından hem büyük hem de küçük için ifade edilir. Fakat örfte henüz kendini kurtaramayacak yaşta olanlar için söylenir.
Bu cihetle yetim kelimesi zaaf ve aklında bir noksanlığı anlatmak için de kullanılır. Buluğdan so a rüşdünü bulmayanlar için de kullanılır. Kocasından ayrılmış kadınlar için de kullanılır. Kısacası yetim, sahibi, annesi veya babası ölmüş, kendisi de aciz olan kimseleri ifade eder.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Yetimlere bâliğ oldukları zaman mallarını verin. Helâli harâma değişmeyin. Kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. (Nisâ sûresi: 2)
Yetimlerin mallarını zulmen (haksız olarak) yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yerler ve yakında alevli ateşe girecekler. (Nisâ sûresi: 10)
Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak büluğ (ergenlik) çağına ulaşıp rüşdü (malını dînin ve aklın uygun gördüğü yerlerde kullandığı) görülünceye kadar en güzel şekilde (malını koruyup çoğaltmak için) yaklaşabilirsiniz. Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin. Çünkü verdiği sözden cayan (kıyâmet günü) sorumludur. (İsrâ sûresi: 34)
Kim şefkat ve merhametle bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu tüyler sayısınca sevâb alır. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel ve Taberânî)
Müslüman evlerinin en hayırlısı içinde kendisine iyi muâmele yapılan yetimin bulunduğu evdir. Müslüman evlerinin en kötüsü de kendisine haksızlık yapılan yetimin bulunduğu evdir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce)
İlâhî! Ben iki zayıfın, yetim ile kadının haklarına tecâvüz etmeyi yasaklıyorum. (Hadîs-i şerîf-Nesâî))
Dul ve yetimlerin ihtiyâcına koşan, Allah yolunda cihâd edenlerle, gündüzün oruç tutup geceyi ibâdetle geçiren gibidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Yetîmi kendine yakın tut. Başını elinle okşa ve onu sofrana oturt. Böyle yaparsan kalbin yumuşar ve hâcetin (ihtiyâcın) görülür. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)
Her kim kıymetli günlere hürmeten bir yetimin başını okşarsa, Hak teâlâ hazretleri, o yetimin başındaki kıl sayısınca o kimseye nîmet lutfeder. (Süleymân bin Cezâ)
Haksız yere yetîm malı yemek, büyük günâhlardandır. (Kutbüddîn-i İznikî)
İslâm dîninde yetîmlik, büluğa (ergenlik, evlenecek yaşa gelmekle) sona erer. (İbn-i Âbidîn)
[]
Ad[]
- [1] Öksüz
[]
Ad[]
- [1] Öksüz, hizmetkyar, uşak, ücretle tutulan rencber
[]
Ad[]
- [1] (Arapça)
- Kitap EHL-İ KİTÂB Zemahşeri Siccîn kelimesi kitap demektir, diyor.
Tek sayfa halinde ingilizce kitap okuma linki: https://standardebooks.org Translation Book Ehl-i Kitap EHL-İ KİTÂB . Ya Ehle'l Kitab . Kitap ehli . Ey kitap ehli . Ehl-i Kitap/Ayetler . Ehl-i Kitap/HDKD . Google books Google kitaplar https://play.google.com/books/publish Google Kitap Ortağı Programı'na giriş https://play.google.com/books/publish/u/0/
- Faturalandırma Kimliğiniz: 5663-8645-7807
- Forum[1]
- Tüm google forums[2]
- Canlı[3]
- https://support.google.com/googleplay/#topic=3364260 Kendine yardım
Adsence Google Adsence ESK Hesabı:AdSense pub-2400628805201023 jaseem.a@.com ve jaseem@.com- https://play.google.com/books/publish/a/18104069427442984398#home
- Türkmence: [[ýetiim#Türkmence|ýetiim]] (tk)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}