Kur'ân, Tevrat'a ve İncil'e Nûr dediği[1] gibi, kendini de, Nûr diye nitelendirir.[2]
Râğıb el lsfahanî, nuru, görmeye yardımcı olan yayılan ışık olarak tarif ettikten sonra, dünyadaki nuru, iki kısma ayırır. Bunlardan biri, gözle görülen ve gözün görmesini sağlayan nurdur. Öbürü ise, basiret gözüyle (gönül gözüyle) akledilen, fark edilen nurdur. Bunlar da, aklın ve Kur'ân'ın nurudur. Rağıb el-Isfahanî, aklı da, Allah'ın, insana verdiği, onun yolunu aydınlatan bir nur olarak görmektedir[3]. Şu halde Kur'ân'ın nuru, kafamızda taşıdığımız gözlerimizle görebileceğimiz bir nur, bir aydınlık değildir. O, manevî, tevhidi ve ahlakî anlamda insanların körlüğünü gideren bir nurdur.O, insanların imansızlık, ahlaksızlık, tanrısızlık gibi manevî dünyalarıyla doğrudan alakalı ve onların varlık şartları olan alanlardaki karanlıkları aydınlatmaktadır.
Kur'ân'a nur benzetmesini biraz daha müşahhaslaştırarak anlarsak, Kur'ân'sız, yani tevhidsiz bir hayat, kapalı bir havada geceleyin zifiri karanlıkta, ormanda veya çölde, yolunu bulmaya çalışan bir insanın durumuna benzer. Kur'ân'ın aydınlığı ile birlikte olmak ise, bir bakıma güneşin aydınlığında, nereye gideceğini, ne yapacağını bilen bir insanın durumuna benzer.
Bazı ayetlerde, Kur'ân'ın, insanları, karanlıklardan aydınlığa çıkardığından bahsedilir[4]. Kur'ân'da el-Kitâbu'l-Munîr[5] diye bir tabir vardır ki o da, yine Kur'ân'ın, aydınlatan, ışık saçan özelliğinden söz etmektedir. Kur'ân bütün bir varlığa ışık tutar. İnsan, kâinat kitabını ve kendini okurken, Kur'ân, onun idrak melekelerinin önünü aydınlatır. İnsan, varlıkta nerede olduğunu, o ışıkla, daha rahat görür. O, varlığın ötesini, görünenle görünmeyenin, yani şehâdetle gaybın arasındaki perdeyi, Kur'ân'ın ışık huzmeleriyle aralar ve âlemdeki tevhidi yapıyı fark eder. Kur'ân, bu manada hakikati görmeye çalışan insanın, basiret gözünü keskinleştirir. Varlıktaki birliği, bütünlüğü fark eden insan, tarihe topluma, insanlığa, olaylara, tabiata ve kendine daha farklı ve daha anlamlı bir açıdan bakmaya başlar.[6]
[1] Maide 44,46; En'am 91
[2] Maide 15, A'raf 157, Şura 52,Teğabun 8
[3] Rağıb, el-Müfredat, s.508
[4] İbrahim 1, Hadid 9, Talak 11
[5] Ali İmran 184, Fatır 25
[6] Doç. Dr. Halis Albayrak Tefsir Usulu, Kur’an Araştırmaları, Şule Yayınları: 63-63.
NÛR - MÜNÎR
Bir şey parlamak, aydın olmak, bir şeyden kaçmak anlamındaki "n-v-r" kökünden türeyen nûr, aydınlık, ışık, ziya demektir. Zulmetin zıddıdır. Çoğulu envârdır. Alev, ateş, görüş, alâmet ve cehennem anlamına gelen "nâr" da aynı kökten gelir.
Nur; dünyevî veya uhrevî olur. Dünyevî nûr, akıl ve Kur'ân nuru gibi basiretle anlaşılan, gözle görülmeyen nûr veya ay ve güneş ışığı gibi cisimlerden yayılan ve gözle görülebilen nûr kısımlarına ayrılır. Uhrevî nûr, Hadîd sûresinin 12-13. âyetlerinde bildirildiği gibi müminlerin âhirette manevi ışığı, aydınlığıdır.
Nur kelimesi, Kur'ân'da 43 âyette geçmiş ve İslâm (Tevbe, 9/32); Kur'ân (A'raf, 7/197), îman (Bakara, 2/257), Peygamber (Nûr, 24/35), adalet (Zümer, 39/69), hak (Bakara, 2/257), günün aydınlığı (En'âm, 6/1), ayın ışığı (Nuh, 71/16), âhirette müminlerin ışığı (Hadîd, 57/12), beyan, açıklama (Mâide, 5/44) anlamlarında kullanılmıştır. Bir âyette Allah'ın, yer ve göklerin nuru olduğu bildirilmiştir (Nûr, 24/35).
Ragıb el-İsfehânî'nin beyanına göre Allah'ın sıfat olarak nur; "münevvir" yani nurlandırıcı, aydınlık ve ışık verici demektir. İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde Allah'ın sıfatları arasında "nur" ile birlikte "münîr" kelimesi de geçmiştir (Dua, 10). Münir de aydınlatan demektir. Yeri, gökleri ve içindekileri nurlandıran, aydınlatan Allah'tır. "Yer Rabb'inin nuru ile parladı." (Zümer, 39/69), "Görmediniz mi Allah nasıl yeri, göğü birbiri üstünde tabaka tabaka yarattı ve ayı bunların içinde nur yaptı, güneşi de bir lamba yaptı." (Nuh, 71/15-16) âyetleri bu gerçeği ifâde eder.
Allah'ın kendisini "nûr" olarak isimlendirmesi ışık verme ve aydınlatma fiilinin çokluğunu ifade etmesi içindir. Allah'ın "nûr" sıfatı, zatının nur = ışık olduğu anlamına gelmez. Çünkü nuru ve zulümâtı var eden Allah'tır (En'am, 6/1).
Maddenin en küçük parçası olan atom, pozitif ve negatif elektrik yüklüdür. Bu, bütün varlıkların, Allah'ın nurunun bir tecellisi olduğunu ifade eder. "Allah, göklerin ve yerin nurudur" yani nurlandırıcısıdır demektir.
Her şeyin zuhuru, ortaya çıkışı Allah'ın ızharıyla, maddî veya mecâzî anlamda nurlandırmasıyladır. Nurun yokluğu karanlık demektir. Kur'ân'da nûr, zulumâtın, karanlıkların zıddı olarak kullanılmıştır (En'am, 6/1). Varlıklarda nur'un yokluğu, o varlığın yokluğu demektir. Varlıklara nurunu veren nur-nurlandırıcı olan Allah'tır. (İ.K.)
[]
Ad[]
- [1] Aydınlık, ışık, parıltı
- [2] İlahî bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
- [1] (Arapça)
- [1] Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı
- nur topu gibi
- nur yüzlü
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
[]
Ad[]
- [1] Nur
Gagavuzca[]
Ad[]
- [1] nur
- (İngilizce): [1] [[light#(İngilizce)|light]] (en)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
- Şablon:Kaynak-EtymDict
[]
Ad[]
- [1] nur, ışın
- Türk Dil Kurumu: "Ziya"
af:nur az:nur br:nur de:nur el:nur en:nur et:nur fi:nur fr:nur hu:nur io:nur ja:nur ko:nur no:nur pl:nur pt:nur ru:nur sv:nur zh:nur zh-min-nan:nur
[]
Ad[]
az:ziya ku:ziya
[]
Durum | Tekil | Çoğul |
---|---|---|
Yalın | ışık | ışıklar |
Belirtme (-i) | ışığı | ışıkları |
Yönelme (-e) | ışığa | ışıklara |
Bulunma (-de) | ışıkta | ışıklarda |
Çıkma (-den) | ışıktan | ışıklardan |
Tamlayan | ışığın | ışıkların |
Ad[]
- [1] (fizik) Sıcak bir kaynaktan çıkan, dalga boyu 400-750nm olan gözle görülebilen elektromanyetik ışınım
- [2] Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
- [3] Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
- [4] (mecaz) Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
- [5] (mecaz) Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
- ışık göstermek
- ışık tutmak
- yeşil ışık yakmak
- yeşil ışık yakmak
- [1] Mum dibine ışık vermez
- Türkmence: [[ýağty#Türkmence|ýağty]] (tk)
- {{{1}}}: [[ut#{{{1}}}|ut]] (tt)
- Azerice: [[işıq#Azerice|işıq]] (az)
- Türkmence: [[yşyk#Türkmence|yşyk]] (tk)
- Şablon:Krc: [[carık#Şablon:Krc|carık]] (krc)
- {{{1}}}: [[yaqtı#{{{1}}}|yaqtı]] (tt)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
: [1] [[lig#
|lig]] (af)
- Şablon:De: [1] Licht (de)
- Arapça: [1] ضوء (ar), نور (ar)
- Şablon:Sq: [1] [[dritë#Şablon:Sq|dritë]] (sq)
- Şablon:Eu: [1] [[argi#Şablon:Eu|argi]] (eu)
- Şablon:Br: [1] [[gouloù#Şablon:Br|gouloù]] (br), [[sklêrijenn#Şablon:Br|sklêrijenn]] (br)
- Şablon:Bg: [1] осветление (bg), лампа (bg)
- Şablon:Cs: [1] svìtlo (cs)
- Chinese: {{{1}}}: [1] [[光#Chinese: {{{1}}}|光]] (zh)
- Şablon:Da: [1] lys (da)
- Şablon:Eo: [1] [[lumo#Şablon:Eo|lumo]] (eo), [[heleco#Şablon:Eo|heleco]] (eo), [[brilo#Şablon:Eo|brilo]] (eo), [[suno#Şablon:Eo|suno]] (eo)
- Şablon:Fi: [1] valo (fi)
- Şablon:Fr: [1] lumière (fr)
- Şablon:Cy: [1] [[golau#Şablon:Cy|golau]] (cy), [[goleuni#Şablon:Cy|goleuni]] (cy)
- Şablon:Gl: [1] [[luz#Şablon:Gl|luz]] (gl)
- Şablon:Gu: [1] [[પ્રકાશ#Şablon:Gu|પ્રકાશ]] (gu)
- Hausa: [1] [[háske̋#Hausa|háske̋]] (ha)
- Şablon:Nl: [1] licht (nl)
- Şablon:Hi: [1] [[प्रकाश#Şablon:Hi|प्रकाश]] (hi)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Şablon:He: [1] אור (he)
- (İngilizce): [1] [[light#(İngilizce)|light]] (en)
- Şablon:Ga: [1] [[solas#Şablon:Ga|solas]] (ga)
- (İtalyanca): [1] luce (it)
- Japonca: [1] 光 (ja)
- Şablon:Ca: [1] llum (ca)
- Şablon:La: [1] lux (la), lumen (la)
- Polonya Bayrağı Polonya: [1] światło (pl)
- Şablon:Lv: [1] [[gaisma#Şablon:Lv|gaisma]] (lv)
Hu- Hü- Huve - Hüve -Hüviyet- Ya - Yâ -Yahu . HÜVE NÜKTESİ | |
---|---|
Hu | Hu - Hû |
Yahu | Ya hu - Ya Hû - Ya hû - Yahoo |
Huve | Huve. Hüve. Huvallah . Huvallah/HAT. Huvallahullezi. HÜVE NÜKTESİ. |
Ya huve | Ya huve - Ya hüve - YaHoWaH -Yahova şahitleri |
Huvallah | Huvallah - Huvallahullezi |
Huve - Ya - He - Vav - |
: [1] fèny (hu)
- Şablon:Mr: [1] [[आलोक#Şablon:Mr|आलोक]] (mr)
- Şablon:Oc: [1] [[lum#Şablon:Oc|lum]] (oc)
- Şablon:Pt: [1] luz (pt)
- Şablon:Ro: [1] lumină (ro)
- Şablon:Sa: [1] [[आभा#Şablon:Sa|आभा]] (sa)
- Şablon:Sw: [1] [[nuru#Şablon:Sw|nuru]] (sw)
- Şablon:Scn: [1] [[luci#Şablon:Scn|luci]] (scn), [[lustru#Şablon:Scn|lustru]] (scn)
- : [1] φως (el)
- Şablon:Zu: [1] [[fiphele#Şablon:Zu|fiphele]] (zu)
|}
|}
az:ışık en:ışık fa:ışık hu:ışık io:ışık is:ışık it:ışık ky:ışık li:ışık pl:ışık pt:ışık
[]
Sıfat[]
- [1] Bir yeri aydınlatan güç, ışık
- [2] Işık alan
- [3] Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh
- [4] Kötülükten uzak, temiz, saf
- [1] (Türkçe)
- Türkmence: [[yşnakly#Türkmence|yşnakly]] (tk)
- Türkmence: [[aaýdyňlyk#Türkmence|aaýdyňlyk]] (tk)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
[]
Ad[]
- [1] Dam, pencere, tümlük, revzen.
- Kitap EHL-İ KİTÂB Zemahşeri Siccîn kelimesi kitap demektir, diyor.
Tek sayfa halinde ingilizce kitap okuma linki: https://standardebooks.org Translation Book Ehl-i Kitap EHL-İ KİTÂB . Ya Ehle'l Kitab . Kitap ehli . Ey kitap ehli . Ehl-i Kitap/Ayetler . Ehl-i Kitap/HDKD . Google books Google kitaplar https://play.google.com/books/publish Google Kitap Ortağı Programı'na giriş https://play.google.com/books/publish/u/0/
- Faturalandırma Kimliğiniz: 5663-8645-7807
- Forum[1]
- Tüm google forums[2]
- Canlı[3]
- https://support.google.com/googleplay/#topic=3364260 Kendine yardım
Adsence Google Adsence ESK Hesabı:AdSense pub-2400628805201023 jaseem.a@.com ve jaseem@.com- https://play.google.com/books/publish/a/18104069427442984398#home
- Türk Dil Kurumu: "Ziya"
en:aydınlık fr:aydınlık io:aydınlık